GEMOLOJİ
GEMOLOJİ NEDİR ?
Süstaşları bilimi
olarak basitçe tanımlanabilen gemoloji, mineralojinin yeni bir alt
disiplini sayılabilir. Gemoloji, bu yüzyılın başlarında bilimsel
bir karakter kazanmaya başlamış, bugün bütün dünyada mücevher
sektörüne doğrudan hizmet eden, değerli ve yarı değerli
minerallerin yanı sıra süstaşı malzemesi yapılabilecek bazı
kayaçlar ve organik materyalleri inceleyip tanımlayabilir,
kalitesini arttırabilir ve sentetiğini üretebilir duruma gelmiştir.
Süstaşları, insanoğlunun
ilgisini ilk çağlardan beri çekmiş, belli dönemlerde belli taşlar
bazı kavramların simgesi haline gelmiş ve kültürel değerlere göre
de değer kazanmıştır. Yunan mitolojisinde ametistin(mor kuvars)
panzehir etkisi olduğuna inanılırken, Antik Mısır'da lapis lazuli
kutsal sayılırmış. Ortaçağda bazı taşların tıpta tedavi için
kullanıldığı bilinmektedir. Hatta bunun izleri kendisini bugün
bile göstermektedir.
Eski çağlara dayanan
bu ilgi, taşları işleyip daha çekici ve kullanılabilir kılmayı
bir iş kolu haline getirmiştir. İlkçağlarda şekilsizce ipe
dizilen taş boncuklar, zamanla taşın rengine ve yapısına göre
kesilip parlatılan pahalı objelere dönüşmüştür. Bugün taş işlemeciliği
temeli gemolojiye dayanmakla beraber tamamen ayrı bir sektördür ve
gerçekten geniş bir teknik donanım gerektirmektedir
Bir malzemeyi(mineral,
kayaç ya da organik) süstaşı yapan üç temel özellik vardır.
Bunlardan ilki "güzellik" olarak basitçe özetlenebilir.
Bu kavram taşın rengi ve renk derinliği, taşın saydamlığı ve
temizliği gibi özellikleri içine alır. Örneğin safir için hem
saydamlık hem de derin ve çekici bir mavi renk önemli iken,
turkuvaz ya da yeşim için sadece çekici renkler yeterli olabilir.
Ancak burada unutulmaması gereken nokta "güzellik" kavramının
görece olduğu ve kişiden kişiye değişebileceğidir. İkinci
temel özellik "dayanıklılık" olarak tanımlanabilir ve
doğrudan malzemenin sertliği ile ilişkilidir. Süstaşlarının öncelikle
mücevheratta kullanıldığı hatırlanırsa, yumuşak bir
malzemenin(florit ve mika mineralleri gibi) kullanım sırasında
hemen yıpranacağı da akla gelir. Üçüncü özellik ise "nadirlik"dir
ve malzemenin öncelikle parasal değerini belirler. Buna en güzel örnek
ametisttir. 18.yüzyıla dek Avrupa'da çok moda olan ve uzakdoğudan
az miktarda getirilen bu taşın, aynı yüzyılın sonlarında
Brezilya'daki geniş ametist madenlerinin keşfi ile değeri düşmüş
ve bugün düşük fiyatlı yarı değerli taşlar sınıfına girmiştir.
Süstaşlarının aranan
ve pahalı malzemeler olmaları, sentetiklerinin ve imitasyonlarının
üretilmelerinde en önemli etkendir. İlkçağlarda cam, imitasyon
olarak kullanılırken, minerallerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin
belirlenmesiyle sentetik üretimine başlanmış ve bugün sentetik değerli
taş üretimi temel sırlarını büyük bir dikkatle koruyan ayrı
bir sektör haline gelmiştir.
Gemolog, süstaşları
üzerinde uzmanlaşmış kişidir ve temel görevi süstaşlarını
tanımlamak, sentetik ve imitasyonlarını gerçeğinden ayırmak ve
gerekirse taşın temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir.
Gemoloji çalışmak iyi bir mineraloji ve kristalografi temeli
gerektirse de herkesin belli bir disiplinli çalışma ve tecrübe ile
yapabileceği bir iştir.
Kaynak : http://gemoloji.eng.ankara.edu.tr/
|